Kureyş Suresi
OKUNUŞU
Li’î lâfi Kurayş’in. Îlâfihim rihleteşşitâi vessayf. Felya’büdû rabbe hâzelbeyt. Ellezî et’amehüm min cû’in ve âmenehüm min havf.
MEÂLİ (ANLAMI)
Bismillahirrahmânirrahîm
1,2,3,4. Kureyş’i ısındırıp alıştırdığı; onları kışın (Yemen’e) ve yazın (Şam’a) yaptıkları yolculuğa ısındırıp alıştırdığı için, Kureyş de, kendilerini besleyip açlıklarını gideren ve onları korkudan emin kılan bu evin (Kâbe’nin) Rabbine kulluk etsin.
KURAYŞ SÛRESİ EZBERLE
KUREYŞ SÛRESİ NÜZUL SEBEBİ
Kur’ân-ı Kerim’in yüz altıncı sûresi. Âyetlerin sayısı Hicazlılara göre beş, diğerlerine göre dörttür. On yedi kelime ve yetmiş üç harften ibarettir. Âyetlerin sonlarına ahenk veren fâsılaları, te, şîn ve fe harfleridir. Sûre adını ilk âyette geçen, “Kureyş” kelimesinden almıştır.
Bu sûre muhteva olarak Fil sûresinin bir devamı mahiyetindedir. Allah (c.c.)’in Kureyşlilere Fil olayındaki ihsânı hatırlatıldığı gibi, bu sûrede de kışın ve yazın yaptıkları seyahat nimeti ve elde ettikleri bol kazançları hatırlatılmaktadır. Kureyşlilerin yaşadıkları yerler çorak ve verimsiz arazilerdir. Ama Kâbe’nin kudsiyeti Kureyşliler için bir özellik taşımaktaydı. Bu yüzden önlerine geniş rızık kapıları açıldığı, huzur ve emniyet içerisinde rızıklarını elde ettikleri ima edilmektedir. Kış ve yaz yapılan bu ticarî seyahatlere alıştıkları ve âdeta bir gelenek haline getirdikleri vurgulanmaktadır. İlk âyette geçen “îlâf”, sevmek, dağıldıktan sonra bir araya gelmek, bir şeyi âdet haline getirmek manâsını taşır. Ticarî ilişkilerinden dolayı, çevredeki kabileler ve devletler, Kureyşlilere “ashâb-ı îlâf” (ülfet ilişkisi olanlar) demekteydiler.