İfrad Haccı

İfrad haccı, ayrıca bir umre yapmadan sadece hac yapmaktır. Bunda şükür kurbanı kesmek vâcip değildir. İster mîkat sınırı dışında, ister içinde ikamet etsin, herkes ifrad haccı yapabilir. Uygulaması şöyledir:
1. Helâl ve temiz bir mal elde eder, ödenmesi gerekli borçları varsa onları öder, kazâya kalmış ibadetleri varsa mümkün olduğu kadar onları kazâ eder. Günahlarından tövbe eder ve Allah’tan mağfiret diler. Kendisini kötü söz ve hareketlerden korur. Güzel ahlâklı olmaya çalışır. Tevazu hali içinde bulunur. Yola çıkacağı zaman iki rek’at namaz kılar. “Bismillâhi tevekkeltü alellahi lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” diyerek Allah’a sığınır. Ailesi, dostları ve komşuları ile vedalaşarak yola çıkar.
2. Mîkat denilen yerlerden birine varınca ihrama girilir. Ancak ihrama girmeden önce şu hazırlıklar yapılır: Giderilmesi gereken koltuk altı ve kasık kıllarını yok eder, tırnaklar kesilir, gerekiyorsa saç sakal tıraşı olunup bıyıklar düzeltilir, mümkünse gusledilir veya abdest alınır. Abdestli olanlar ve özel hallerinde bulunan kadınların da böyle yapması sünnettir. Gusül almak sadece abdestten daha faziletlidir. Varsa, vücuda güzel koku sürülür.
Bu hazırlıktan sonra erkekler elbiselerini çıkarır. Beyaz ve temiz olan iki parçadan ibaret dikişsiz havlulara bürünür. Bu ihram örtülerine izâr ve ridâ denir. Başlar açık, ayakları çıplak bulunur. Ancak ayaklarına topukları açık ayakkabı veya terlik giyebilir.
Kadınlar normal elbiseleriyle ihrama girerler. Elbiselerini değiştirmezler. Ancak yüzlerini örtmemeleri gerekir. Kerâhet vakti değilse iki rek’at “ihram namazı” kılınır. Niyet ve telbiye yapılarak ihrama girilir.
Niyet şudur: “Allahümme inni uridü’l-hacce feyessirhu lî ve tekabbelhu minnî.” Mânası. “Allahım! Senin rızân için haccetmek istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve benden kabul eyle” diyerek niyet edilir. Bu mâna kalpten belirlenir ve dil ile de söylenir.
Telbiye, “Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk, innel hamde ve’n-ni‘mete leke ve’l-mülk, lâ şerîke lek” sözlerini söylemektir.
Niyet ve telbiyenin yapılmasıyla ihrama girilmiş ve ihram yasakları başlamış olur.
3. İhrama girdikten sonra eğer zevcesi yanında ise artık onunla ilişkide bulunmaz, öpmez ve okşamaz. Dikişli elbise giymez. Hoş kokulu şeyler sürünmez. Saçlarını kesmez ve kıllarını gidermez, tırnaklarını kesmez. Kara hayvanlarını avlamaz. Yeşil ağaçları ve otları kesip koparmaz. Kötü ve çirkin sözler söylemez. Başkalarıyla çekişmez. Fakat yıkanabilir. Para kesesi veya kemerini beline bağlayabilir.
4. Telbiye, tekbir, tehlil ve salâvat-ı şerife söyleyerek yolculuğa devam eder. Telbiye ihram süresince her fırsatta söylenir. Bilhassa her namaz kılışta, yolcu kafilelerine rastladıkça, yokuş çıkınca, yokuştan inince, seher vakitlerinde söylenmeye devam edilir. Erkekler yüksek sesle söyler. Her söyleyişte üç defa tekrarlamak, sonra tekbir, tehlil ve salâvat-ı şerife okumak müstehaptır.
Telbiye hacda bayramın ilk günü, Akabe cemresine taş atmaya başlamakla biter.
5. Mekke’de kalınacak yere yerleşip, mümkünse boy abdesti, değilse abdest aldıktan sonra telbiye söylenerek Harem-i şerife gidilir. Beytullah görülünce üç defa tekbir; “Allahüekber” ve tehlil; “lâ ilâhe illallah” getirilip dua edilir. “Allahümme zid beyteke teşrifen ve tazimen ve tekrimen ve birren ve mehabbeten” (Allahım! Beyt-i şerifi’nin kalbimde şerefini, yüceliğini, rahmetini, iyiliğini ve muhabbetini artır) denilir.
Farz namaz kılınmıyorsa hemen kudüm (Kâbe’ye ilk geliş) tavafına başlanır. Kudüm tavafı: Kâbe’de önce tavafa şöyle niyet edilir: “Allahümme inni uridü tavafe beytike’l- harâm. Fe yessirhu lî ve tekabbelhu minni seb’ate eşvatin tavafe’l-kudûmi lillahi teâlâ azze ve celle” (Allahım! Senin rızân için yedi şavt ile kudüm tavafı yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve benden kabul eyle).
Sonra Hacerülesved tarafına yönelerek tekbir alınır. Hacerülesved selâmlanır. Mümkünse kimseye eziyet vermeden Hacerülesved öpülür veya el sürülür. İzdiham varsa elin içiyle uzaktan selâmlanır. Kâbe sola alınarak Hatîm’in dışından kudüm tavafına başlayıp, Kâbe’nin etrafından yedi defa dolaşılır. Hacerülesved hizasına her gelişte tekbir, tehlil ve Hacerülesved selâmlandıktan sonra, “Sübhânellahi velhamdü lillahi velâ ilâhe illallahu vallahu ekber velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azim. Ve’s-salâ- tü ve’s-selâmü alâ Resûlillahi (s.a.v) Allahümme imanen bike ve tasdiken bi-kitâbike ve vefâen bi-ahdike vettibâen li-sünneti nebiyyike ve habibike Muhammedin sallahu aleyhi vessellem” diye dua edilerek tavafa başlanır.
Ayrıca her şavtın kendine mahsus özel duası vardır. Fakat bunların mutlaka okunması şart değildir.
Tavaf esnasında tesbih, tehlil ve zikir söylenir. Başka dualar da okunabilir. Her şavtta Rüknülyemânî elle selâmlanır. Bütün şavtlarda Rüknülyemânî ile Hacerülesved arasında, “Allahümme rabbenâ âtina fi’d-dünya haseneten ve fi’l-âhireti haseneten ve kına azabennar, ve edhilne’l-cennete mea’l-ebrar, yâ azizü yâ gaffâr, yâ rabbe’l-âlemîn” duası okunur.
Böylece yedi şavt tamamlanınca mümkünse makam-ı İbrahim’in arkasında, orada yer yoksa uygun bir yerde iki rek’at tavaf namazı kılınıp dua edilir.
Kudüm tavafında, şayet haccın sa’yi tavafı müteakip yapılacaksa, tavafta ıztıbâ’ ve remel yapılır. Aksi halde yapılmaz. Iztıbâ’, ridânın bir ucunu sağ koltuk altından geçirip sol omuz üzerine atmaktır. Böylece sağ omuz ve kolu ihramın dışında bırakmaktır. Tavaf bitince omuz örtülür. Tavaf namazı omuz örtülü olarak kılınır.
Remel ise tavafın ilk üç şavtında erkeklerin kısa adımlarla koşarak ve omuzları silkerek çalımlı ve çabuk yürümeleridir. Kadınlar remel yapmazlar. Tavaf namazını müteakip dua edilir ve zemzem içilir.
6. Böylece kudüm tavafı tamamlandıktan sonra Hacerülesved tekrar selâmlanarak sa’y için Safâ ile Merve tepelerinin bulunduğu mahalle çıkılır. Önce Kâbe’yi görebilecek şekilde Safâ tümseğine çıkılıp, “Allahım! Senin rızân için Safâ ile Merve arasında yedi şavt haccın sa’yini yapmak istiyorum. Onu bana kolay kıl ve benden kabul et” diye niyet edilir. Kâbe’ye dönülerek tekbir, tehlil ve salâvat-ı şerife okunur. Eller kaldırılarak dua edilir ve Merve’ye doğru yürünür. Yeşil ışıklı sütunlar arasında hervele (erkeklerin koşarak yürümesi) yapılır. Sa’yin bütün şavtlarında hervele esnasına, “Rabbiğfir ve’r-ham va‘fu ve tekerrem ve tecavez amma ta’lem, inneke ta’lemü mâlâ na’lem, inneke ente’llahü’l-eazzü’l-ekrem” diye dua edilir.
Mânası. “Rabbim! Günahlarımızı yarlığa, bize acı, kusurlarımızı affet, bize ikram et, bildiğin bütün günahlarımı bağışla. Çünkü sen aziz ve çok cömertsin Allahım!”
Merve’de Kâbe’ye dönülerek tekbir, tehlil ve salâvat-ı şerife okunur. Eller kaldırılıp dua edilir. Böylece sa’yin bir şavtı tamamlanmamış olur. Aynı şekilde Safâ’dan Merve’ye dört gidiş, Merve’den Safâ’ya üç dönüş olmak üzere yedi şavt yapılınca sa’y tamamlanmış olur. Bu gidiş gelişlerin arka arkaya yapılması daha faziletlidir.
7. Sa’y bittikten sonra Mekke’de ihramlı olarak kalınır. Sa’yden sonra tıraş olunmaz. Sa’y yapılmasa da tıraş olunmaz ve ihramlı kalınır. Dilediği zaman Kâbe tavaf edilir.
Zilhiccenin sekizinci gününde (terviye) sabah namazı yine ihramlı olarak Mekke’de kılınır. Sonra Mina’ya çıkılır. Orada arefe gününün sabah namazı kılınıncaya kadar durulur. Mina’da böylece beş vakit namaz kılınmış olur. Gece orada geçirilir. Güneş doğduktan sonra Arafat’a hareket edilir.
Zilhiccenin dokuzuncu günü (arefe) Arafat’ta zeval vaktine kadar çadırlarda dinlenilir ve ibadetle meşgul olunur. Zeval vaktinden sonra mümkünse gusledilir. Öğle ve ikindi namazları cem‘-i takdim ile (birleştirilerek) kılındıktan sonra vakfe yapılır.
Vakfeyi mümkünse Cebelirahme denilen tepenin yanında yapmak sünnettir. Vakfeyi kıbleye yönelerek ayakta yapmak sünnet olup bütün günü telbiye, tekbir, tehlil, zikir, tesbih, salâvat-ı şerife, dua, tövbe-istiğfar ve Kur’ân-ı Kerîm tilâveti gibi ibadetlerle değerlendirmelidir.
Güneş battıktan sonra akşam namazı kılınmadan Arafat’tan Müzdelife’ye intikal başlar. Akşam ve yatsı namazları, yatsı vakti girdikten sonra Müzdelife’de cem‘-i te’hir ile birleştirilerek kılınır. Bayram gecesi burada ibadetle geçirilir. Şeytan taşlamada kullanmak için yeterli taş toplanır (yetmiş ve biraz fazla).
Zilhiccenin onuncu günü:
Vakfe. Bayramın ilk günü vakti girince sabah namazı Müzdelife’de erkence kılınır. Namazdan sonra ortalık aydınlanıncaya kadar vakfe yapılır. Dua, niyaz ve istiğfar edilir.
Mina-Taşlama. Ortalık iyice aydınlanınca güneş doğmadan Mina’ya hareket edilir. Mina’da eşyalar çadırlara yerleştirildikten sonra Akabe cemresine gidilir. Her birinde “Bismillâhi Allahüekber” denilerek yedi taş atılır. Bundan sonra artık telbiye yapılmaz. Akabe cemresine taşları atarken, Mekke’yi sola Mina’yı sağa alarak atmak sünnettir.
Taşları güneşin doğuşundan öğle vaktine kadar atmak sünnettir.
Kurban, ifrad haccı yapanların kurban kesmeleri gerekmez. İsterlerse nâfile olarak keserler.
Tıraş. İfrad haccı yapanlar Akabe cemresine taş attıktan sonra saç tıraşı olup ihramdan çıkarlar. Böylece cinsel ilişki dışındaki bütün ihram yasakları kalkar. Cinsel ilişkiyle ilgili yasak ise ancak ziyaret tavafı yapılınca kalkar.
Haccedenler bizzat kendi saçlarını kesebilecekleri gibi birbirlerini de tıraş edebilirler. Tıraş olabilecek duruma gelmiş olan bir ihramlının henüz kendisi tıraş olmadan başka bir ihramlıyı tıraş etmesinde mahzur yoktur. Saçı kökten tıraş etmek kısaltmaktan efdaldir. Kısaltmada saçın dörtte birini kesmek lâzımdır. Kesilecek en az miktar parmak ucu kadardır.
Kadınlar saçlarının ucundan bir miktar kısaltırlar.
Ziyaret Tavafı. Aynı gün imkân olursa Mekke’ye inilerek ziyaret tavafı yapılır. Niyet edilerek Kâbe yedi defa tavaf edilir. Daha önce haccın sa’yini yapmamış olanlar ziyaret tavafından sonra hac sa’yini de yaparlar. Niyet edilerek Safâ ile Merve arasında yedi sa‘y yapılır.
Ziyaret tavafının ilk gün yapılması efdaldir. Daha sonra da yapılabilir. Bayramın üçüncü günü güneş batmadan önce yapılması İmâm-ı Âzam’a göre vâcip, İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed göre ise sünnettir.
Ziyaret tavafından sonra iki rek’at tavaf namazı kılınır. Ziyaret tavafından sonra zevcesi ile ilişki de kurabilir. Böylece bütün hac yasakları kalkmış olur.
Kudüm tavafında remel yapmamış olanlar, ziyaret tavafının ilk üç şavtında bunu yaparlar.
Ziyaret tavafını bayramın ilk gününde yapanlar tekrar Mina’ya dönerler. Şeytan taşlama günlerinde Mina’da kalmak sünnettir.
Zilhiccenin on birinci günü. Bayramın ikinci günü zeval vaktinden sonra sırayla küçük, orta ve Akabe cemrelerine yedişer taş atılır. Toplamı yirmi bir taş eder. Küçük ve orta cemrelere taş attıktan sonra uygun bir yere çekilerek dua edilir. Akabe cemresi taşlandıktan sonra ise dua için durulmayıp orası hemen terkedilir.
Bu günlerde zevalden (öğleden) önce şeytan taşlama yapılmaz.
Zilhiccenin on ikinci günü. Bayramın üçüncü günü de, bayramın ikinci günündeki işler aynen tekrar edilir. Yirmi bir taş daha üç cemreye atılır. Bayramın dördüncü günü cemrelere taş atmayacak olanların, o gün tan yeri ağarmaya başlamadan önce Mina’dan ayrılmış olmaları gerekir. Ancak henüz üçüncü gün, güneş batmadan ayrılmak sünnet, battıktan sonra ayrılmak mekruhtur.
Zilhiccenin on üçüncü günü. Bayramın dördüncü günü tan yeri ağarmadan Mina’dan ayrılmamış olanlar küçük, orta ve Akabe cemrelerine yedişerden yirmi bir taş daha atarlar. İmâm-ı Âzam’a göre dördüncü gün taşlarını fecr-i sâdıktan itibaren, zevalden önce atılması da câizdir. Böylece dördüncü gün taşları da atıldıktan sonra Mekke’ye inilir. Dört gün kalanlar (birinci gün yedi, diğer üç gün de yirmi birer taş olmak üzere toplam) yetmiş taş atmış olurlar.
Vedâ Tavafı
Mekke dışından gelenler, Mekke’den ayrılmadan önce vedâ tavafı yaparlar. İki rek’at namaz kılarlar, zemzem içip dua ederler. Bu su ile yüzünü başını yıkar, mümkünse bedenine de döker ve içtikçe şöyle dua eder: “Allahümme es’elüke ilmen nâfian ve rızkan vâsian ve şifâen min külli dâin ve sakam.” Mânası. “Allahım! Ben senden faydalı ilim, geniş rızık ve her türlü hastalıktan şifa isterim.”
Zemzem suyunu içtikten sonra Kâbe’nin yüksek eşiğini öper. Yüzünü duvarına sürüp Allah Teâlâ’ya hamdeder ve mağfiret diler. Tam bir edeple tekbir ve tehlil getirerek Mültezem’e gelir. Yüzünü ve göğsünü oraya koyar. Kâbe’nin örtüsüne yapışarak dua eder. Yüzünü Beytullah yönünden ayırmayarak, ağlayarak veya ağlar gibi bir durumda arka arkaya çekilip Harem-i şeriften çıkar. Böylece hac vazifesini tamamlamış olarak memleketine döner.