Abdesti Bozan Şeyler
Hanefi mezhebine göre abdesti bozan durumlar aşağıda listelenmiştir.
1- Ön ve arka mahalden çıkan her türlü pislik (necaset) -ister az isterse çok olsun- abdesti bozar. Bunlar, meni, idrar, gaita, mezi gibi maddelerdir. Kur’an-ı Kerim’de: “Abdest’i” farz kılan ayet-i kerime’de: “Veya sizden birisi kaza-i hacet’ten gelirse..”(Maide, 6) buyurulmuştur. Ayrıca Resûl-i Ekrem (sav)’e “Hades nedir?” suali tevcih edilmiş, Resûl-i Ekrem (sav)”-Her iki yoldan çıkandır” cevabını vermiştir.(İbn-i Hümam – Fethûl Kadir) Dolayısıyla her iki yoldan çıkan idrar, dışkı, yel, vedi, mezi, meni, kurt ve diğer şeyler abdesti bozar.
2- Yellenmek. Yani arkadan gaz çıkması
3- Ağız ve burundan, bedenin herhangi bir yerinden irin, sarı su, kan gibi akıntıların gelmesi. Resûl-i Ekrem (sav)’in: “Her akan kandan abdest lâzım gelir” ve “Namaz kılarken kusan veya burnu kanayan kimse ayrılsın, abdest alsın ve konuşmadıkca namazına kaldığı yerden devam etsin”(İmam-ı Merginani, el-Hidaye) Hadis-i şeriflerini esas alarak kan’ın abdesti bozduğu hususunda ittifak etmiştir.
Bu akıntıların çıktığı noktada durmayıp etrafa yayılması gereklidir. Yaradan çıkan irin ve sarı sularda hüküm bakımından aynı durumdadır. Kendiliğinden çıkması ile sıkıp çıkarılması arasında bir fark yoktur. Yine ağızdan çıkan kan, tükürüğe eşit veya ondan fazla ise abdesti bozar.
Yine vücuttaki kabarcıklardan çıkan saf su da sahih görüşe göre kan hükmündedir. Çiçek ve uyuz hastalıklarına tutulmuş olanlar için bir kolaylık vardır. (Şafiilerde, önden ve arkadan başka diğer herhangi bir yerden gelen irin, sarı su veya kan sebebiyle abdest bozulmaz)
Hacamat yoluyla kan aldırmak, sülük tutmak da, abdesti bozar. Kan, irin ve sarı sudan başka olan akıntılara gelince, bunlar ancak bir dert ve hastalık sebebiyle akıyorlarsa, abdesti bozarlar. Meselâ, bir göz hastalığından dolayı gözleri sulanan kimselerin abdesti bozulur. Bir hastalığa bağlı olmayarak gelen akıntılar ise, abdesti bozmazlar. Meselâ, ağlama ve çok gülmekten dolayı akan gözyaşı veya havanın soğukluğu sebebiyle burundan gelen akıntı abdesti bozmaz. O halde göz yaşı abdesti bozmaz. Ancak gözde olan bir hastalık yara mesabesindedir. Ondan çıkan su da, abdesti bozar.
4- Ağız dolusu kusmak abdesti bozar. Resûl-i Ekrem (sav)’in “Kusuntu hadestir” buyurduğu bilinmektedir.(İbn-i Hümam – Fethû’l Kadir) Hz. Ali (ra)’nin hadesleri tesnif ederken “Ve ağız dolusu kusmak da hadestir” sözü, Hanefi fûkahasınca delil olarak alınmıştır.(İmam-ı Merginani, el-Hidaye Şerhi) Kusmuk yapısı itibarıyla yemek, su veya safra gibi maddelerden olabilir. İmam-ı Yusuf’a göre, kusmuk bir mecliste azar azar gelip de bir ağız dolusu miktara ulaşmış olursa abdest bozulur. İmam-ı Muhammed’e göre ise, kusuntu farklı meclislerde gelse bile, sebep aynı olduğu taktirde yine abdest bozulmuş olur.
5- Baygınlık, cinnet, delirmek ve sarhoşluk da abdesti bozar. Çünkü bu haller, âzaların serbest kalmasında, yan üstü yatarak uyumaktan daha galiptir. Sarhoşluğun hududu; bir kimsenin yürümesi sırasında sallanmasıdır. Bu sarhoşluk bir zorlama sonucu olsa dahi hüküm yine değişmez.
6- Namazda gülmek. Tebessümle gülmek ayrıdır. Gülmek seslidir, işitilir. Bu yüzden namazda gülmek abdesti bozar. Abdest bozulunca namaz da bozulmuş olur. Tebessüm sessiz olduğu için, namazı da abdesti de bozmaz. Yalnız kendi duyup işiteceği kadar hafif gülmek ise, namazı bozar, fakat abdesti bozmaz. Çocuğun veya uyuyanın kahkaha ile gülmeleri, sadece namazı bozar, abdesti bozmaz. * Şâfiîlere göre, namaz içindeki kahkaha ile gülmekle bile abdest bozulmaz.
7- Çocuk doğurmak abdesti bozar.
8- Kadın ile erkeğin birbiriyle fahiş mübaşeretleri abdesti bozar. Yani kadın ile erkeğin arada hiçbir örtü olmaksızın yahut çok ince bir bez olduğu halde mahrem yerlerini birbirlerine temas ettirmeleri veya dokundurmalarıdır. Kendilerinden sıvı çıksın veya çıkmasın erkeğin hanımı ile aşırı derecede oynaşması abdesti bozar. Fakat İmam Muhammed’e göre, bu durumda mezî gibi bir yaşlık çıkmadıkça abdest bozulmuş olmaz.
9- Erkeğin idrar akıntısını kesmek için idrar yoluna soktuğu pamuğun sonradan dışarı çıkması veya çıkarılması hâlinde, abdest bozulur. Pamuğun üzerinde yaşlık bulunup bulunmaması hükmü değiştirmez.
Kadının tenâsül uzvu içine veya dışına konulan bezin veya pamuğun, ıslanmış olarak dışarı çıkması veya çıkarılması da abdesti bozar. Uzvun dışına konulan pamuğun iç tarafı ıslanmış olunca abdest bozulmuş olur. Pamuğun dışına ıslaklık sızıp sızmaması mühim değildir. Uzvun içine konulan pamuğun iç kısmının ıslanması abdesti bozmaya yetmez. Islaklığın pamuğun dışına da sirayet etmesi şarttır.
10- İster yan üstü, ister sırtüstü, ister yüzü koyun yatarak; ister oturup dirseğine dayanarak, bağdaş kurarak , ayakları yan taraftan çıkarıp oturarak, namaz dışında secde haline geçerek olsun uyumak abdesti bozar. Yine çıplak hayvan üzerinde yokuş çıkarken uyumak abdesti bozar.
11- Teyemmüm etmiş kimsenin abdest alabileceği suyu görmesi ile abdesti bozulmuş olur.
12- Özür sahipleri için namaz vaktinin çıkmış olması.
13- Esrar veya içki içerek sarhoş olmak da abdesti bozar.
14- Bir kimse abdest alırken bazı uzuvlarını yıkayıp-yıkamadığı hususunda şüpheye düşerse; eğer bu ilk şüphesi ise, o uzuvları (Şüpheye düştüğünü) yıkar. Fakat sürekli ise iltifat olunmaz. Abdestin bozulup-bozulmadığı hususunda şüpheye düşen kimse abdestli sayılır. Ancak abdest alıp almadığı hakkında şüpheye düşen kimse abdestsizdir.
Buradaki maddeler Yusuf Kerimoğlu (Emanet ve Ehliyet) ile Ö.Nasuhi Bilmen (Büyük İslam İlmihali)nden derlenmiştir.