Seferi Namazı

Misafir dört rekâtlı farz namazları iki rekât kılar. Bu hususta ayet, hadis ve içtihatlar vardır. Hanefi mezhebine göre seferilik müddeti içinde dört rekâtlık farz namazları (öğle, ikindi, yatsı) iki rekât kılmak vaciptir. Bunları kasti olarak dört rekât kılmak tahrimen mekruhtur. Yanılarak dört rekât kıldığı taktirde eğer ikinci rekâttan sonra Ettehiyyatü için oturmuşsa, ilk iki rekât farz yerine geçer, son iki rekâtta nafile olur. Bu durumda namazın sonunda sehiv secdesi yapılır. İkinci rekâttan sonra oturmamışsa namazı farz olmaktan çıkar, nafileye dönüşür.
Seferi iken namaza nasıl niyet edir?
Niyette seferi olduğunu söylemeye gerek yoktur. Her zamanki gibi niyet edilir. Mesela, “Niyet ettim Allah rızası için öğle namazının farzını kılmaya” gibi. Şu şekilde de niyet edilebilir diyenler de vardır: “Niyet ettim Allah rızası için öğle namazının farzını seferi kılmaya”
Sabah, akşam, vitir ve sünnet namazları tam olarak kılınır.
Yolculuk sebebiyle iki vakit namazı bir vakitte kılmak caiz değildir. Namazların birleştirilmesi ancak hac mevsiminde öğle ve ikindi namazını arafatta öğle vaktinde, akşam ile yatsı namazını da müzdelifede birlikte kılmak caizdir. Ancak bazı zarurî durumlarda iki vakti birleştirmeyi caiz gören mezheplerle amel edilebilir. Şartlarını bilmeli ve öyle yapmalıdır.
SEFERİLİKLE İLGİLİ BAZI MESELELER
1. Bir insan doğduğu yerden, orayı satarak veya dağıtarak sürekli ve temelli yerleşmek amacıyla başka bir yere giderse gittiği yer vatan-ı aslîsi olur, birincisi vatan-ı aslî olmaktan çıkar.
2. Misafir, mukim imama uyduğu zaman, namazı dört rekât kılar. Fakat, imama uyan misafirin namazı bozulacak ise, o namazı yeniden kılarken iki rekât olarak kılar.
3. Misafir, mukim olan kişiye imamlık yaparsa ikinci rekâtın sonunda selâm verir, mukim olan selâm vermeden ve hiçbir şey okumadan namazını dörde tamamlar. Diğer içtihada göre münferid gibi kıraatte bulunabilir.
4. Misafir olan imam namaza başlamadan veya iki rekat kıldıktan ve selâm verdikten sonra “siz namazınızı tamamlayın, ben seferiyim” demesi müstehaptır. Fakat bunu namazın başında söylemesi daha uygundur.
5. Mukim yolculuk sırasında kazaya kalan namazlarını iki rekât, misafir de ikamet sırasında kazaya kalan namazlarını dört rekât olarak kılar.
6. Misafir ile mukim dört rekâtlı bir namazı kazaya bıraksalar bu namazda misafir mukim olan kimseye uyamaz. Çünkü misafirin ilk oturuşu farz, mukimin ise vaciptir. Farz, vacibin arkasına geleceği için sahih olmaz.
7. Seferi sayılabilmek için yapılan yolculuğun günah gayesi taşıyıp taşımaması hususunda fark yoktur.
8. Cuma günü cuma namazının vakti gelmeden önce yola çıkmakta bir mahzur yoktur. Fakat cuma namazının vakti girdikten sonra namazı kılmadan yola çıkmak mekruhtur.
9. Yola çıkmadan sadece sefer niyet etmekle bir kimse misafir sayılmaz. Fakat misafir olan bir kimse bulunduğu yerde ikâmete niyet ederse mukim olur.
10. Bir kimse 90 kilometre gitmeden geri dönmeye karar verse veya ikâmete niyet etse mukim olur.
11. Bir iş için gittiği yerde önceden kaç gün kalacağına karar vermeyen kimse bugün yarın derken on beş günden fazla hatta aylarca kalsa yine misafirdir.
12. Misafir olan kimse, vaktin başında dört rekâtlı bir namazı iki rekât kıldıktan sonra vaktin içinde ikâmet niyet etse, namazında bir değişiklik olmaz. Fakat ikâmete niyet ettiği zaman henüz namazı kılmamışsa vaktin sonunda namazı dört rekât olarak kılar.
13. Sefer ve ikâmet durumunda tabi olanın değil tabi olunanın niyeti geçerlidir. Örneğin; asker kumandanına, ücretli işverenine, talebe hocasına, kadın da kocasına tabidir.
14. İmam Malik ve İmam Ahmed’e göre sefer müddeti on altı fersahtır. On altı fersah da 48 mildir. İmam-ı Şafii’e göre de 48 mildir. Şafii mezhebine göre 48 mil (takriben 144 kilometrelik) bir yolu kat etmek için sefere çıkan kimse, Ramazan-ı Şerifte oruç tutup tutmamak hususunda serbesttir. Mestler üzerine üç gün üç gece mesh edebilir. Dört rekat olan farz namazları kısaltıp ikişer rekat kılmak da caizdir. Ayrıca, misafir olan kimse öğle namazını ikindiye, akşam namazını yatsıya tehir edebildiği gibi, ikindi namazını öğleye, yatsı namazını da akşama getirip beraber kılabilir. Buna “cem’i takdim veya cem’i tehir” denilir.
Cem’i takdim için dört şart vardır:
a. Tertibe riayet etmek. Namazları vakit sırasına göre kılmak.
b. İlk namaz esnasında içinden diğer namazı cem’i takdim olarak kılacağına niyet getirmek.
c. Cem’i takdim olarak kılınan namazlar arasında iki rekat miktarı kadar uzun bir fasıla olmamak.
d. ikinci namaza başlanıncaya kadar seferin devam etmesi.
Cem’i tehir için iki şart vardır:
a. Birinci namazın vaktinde, onu ikinci namazın vaktine tehir edeceğine niyet getirmek.
b. Yolculuğun her iki namazı kılıncaya kadar devam etmesidir.
15. Şafiilere göre kısa yolculukta dört husus vardır: Cuma namazını terk etmek, Cuma namazının kılınacağı yeri şafaktan evvel terk etmek, binek üzerinde nafile namazını kılmak, su bulunmadığı takdirde namazı iade etmemek üzere teyemmüm almaktır.
16. Şafiilere göre bir yerde girip çıkma günlerinden başka tam dört gün oturmaya niyet edilmesi ikamet sayılır, namazlar orada kısaltılmaz. Seferi namaz kılabilmek için yolculuğun caiz olması, haram bir iş için yapılmamış olması da şarttır.