Nisap Miktarı

Nisap (Nisab); pay, miktar, sınır; servetin zekatı gerektiren miktarı manasında bir terimdir. Nisap, “İslâm dininin bir şey için koymuş olduğu belli bir ölçü ve miktar” demektir. Zekât verecek kimsenin, temel ihtiyaçlarından ve borçlarından başka nisab miktarı veya daha fazla bir mala sahip bulunmalıdır. Bu miktar malı bulunmayana zekât farz olmaz.
Zekat vermek için gerekli nisap miktarları şöyledir:
• Altının nisabı 20 miskaldir (ortamala 80 gr.).
• Gümüşün nisabı 200 dirhemdir (ortalama 560 gr.).
• Koyun ve keçinin nisabı kırk koyun veya keçidir.
• Sığır ve mandanın nisabı otuz sığır veya mandadır.
• Devenin nisabı beş devedir.
• Tarım ürünlerinde 5 vesktir (yaklaşık 1 ton eder).
• Havâic-i asliyye: Temel ihtiyaçlar zekât dışı bırakılmış olup şunlardır: Oturacak ev ile eve gerekli olan eşya, kışlık, yazlık elbise, gerekli silâh ve aletler, kitap, binek hayvanı, hizmetçi, binmek için vasıta, bir aylık -sağlam kabul edilen başka bir görüşe göre bir yıllık- ihtiyaç maddeleri veya aile masraflarıdır.
• Evde ihtiyaç fazlası olan diğer eşyalar veya çift olan eşyalar ticaret için değilse, zekâta tâbi değildir. Ancak bu fazla eşyaların toplamı nisab miktarına ulaşırsa zekât almak helâl olmaz, kurban kesmek ve fıtır sadakası vâcip olur.
Nisab Miktarlarının Dayandığı Deliller
* Hz. Ali’den Resulullah (s.a.s)’in şöyle dediği nakledilmiştir: “Senin iki yüz dirhem gümüş paran olduğu ve üzerinden bir yıl geçtiği zaman, buna beş dirhem zekât gerekir. Yirmi dinara ulaşmadıkça, altına birşey yoktur. Senin yirmi dinar altın paran olduğu ve üzerinden de bir yıl geçtiği zaman, buna yarım dinar zekât vardır” (eş-Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, IV,138).
* Ebû Said el-Hudrî şu hadisi nakletmiştir: “Bess vesak (1 ton) hurmadan daha azında zekat yoktur. Beş ukiyye (200 dirhem) gümüşten daha azında zekât yoktur. Beş deveden azında zekât yoktur” (eş-Şevkânî, a.g.e., IV, 126, 138).
* Hz. Peygamber (s.a.v.): “Maden ve definelerde (rikâz) beşte bir zekât vardır” (Buhârî, Musâkât, 3, Zekât, 66; Ebû Dâvud, Lukata, İmâre, 40, Diyât, 27) buyurmuştur.
* Hz. Peygamber (s.a.v.): “Beş deveden azda zekât yoktur” (eş-Şevkânî, a.g.e., 126,138). Beş deve olunca bir koyun, on devede iki, onbeş devede ise üç koyun zekât verilir (el-Kâsânî, a.g.e., II, 31 vd.; İbnül-Hümâm, Fethul-Kadîr, I, 494 vd.; eş-Şîrâzî, el-Mühezzeb, I, 145 vd.).
* Hz. Muaz şöyle der: Nebî (s.a.s) beni Yemen’e gönderdi ve her otuz sığırdan iki yaşında dişi veya erkek bir sığır; kırk sığır dan üç yaşında dişi bir sığır ve her yüklü sığırdan da bir dinar para veya buna denk elbiseyi zekât almamı emretti” (Tirmizî, Humus, 1966, II, 388; İbn Mâce, Sünen, I, 577)
* Hz. Ebû Bekir’in mektubundan Enes (r.a)’in yaptığı şu rivâyet, delildir: “Otlakta yayılan koyun ve keçilerde kırktan yüz yirmi ye kadar bir koyun-keçi zekât gerekir. Yüz yirmi’den iki yüz’e kadar iki tane; iki yüz’den üç yüz’e kadar üç koyun-keçi zekât düşmektedir” (Tirmizî, Sünen, II, 387; İbn Mâce, Sünen, I, 574, 577).
* “Her sâime (yılın yarıdan çoğunda otlakta beslenen) at için bir dinâr veya on dirhem zekât vardır” (ez-Zeylaî, Nasbü’r-Râye, II, 357 vd.; İbnül-Hümâm, a.g.e., I, 502).